7 Haziran 2009 Pazar

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ


Sivil Toplum nedir? Sivil Toplumun faydaları nelerdir? vb. soruları hepimiz sormaktayız. Günümüzde yaygınlaşan, sık sık konuşulan sivil toplum nasıl olmalıdır ve bir ülkenin gelişiminde ki rolü nedir?
Sivil Toplum; insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.21.yüzyılda önemli bir kavram olan sivil toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülke de demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplumun etkisi olduğu kadar da aktif vatandaşlık anlayışını da getirir. Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra vizyonlarını belirleyemediklerinden dolayı da sıkıntılar çekmektedir. 150 bin STK’nın olduğu ülkemizde bunlardan 80 bin tanesini STK'lar, 60 bini hemşehri dernekleri, 5 bini meslek odaları, 3 bin kadarını da vakıflar vs. oluşturuyor. Türkiye’de günden güne sayısı artan STK’ların etkili oldukları söylenemez. Yani, STK sayının yüksek olması, sivil toplumun Türkiye'de etkili olduğu anlamına gelmiyor. Sivil toplumun hem örgütsel yaşam olarak, hem demokratik yönetim tarzı olarak beraber düşünülmesi gerekir. Sivil toplumlar dostluk ve arkadaşlıkların kurulduğu, acıların ve sevinçlerin paylaşıldığı ortak yerlerdir. Aktifliği sağlar içe dönük yaşantımızı dışsallaştırır. Gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde her ne kadar boşa harcanan zaman olarak görülse de STK’lar, İnsanların boş vakitlerini randımanlı ve yararlı bir şekilde geçirmesini sağlar ve topluma yararlı bireyler kazandırır. STK’ların maddi çıkarı olmaz. Bazı STK’ların hedef kitlesi kuruluş amaçlarında belirlenen kitleler olup, belirledikleri alan dışında bir şey yapamazlar yani içe dönük çalışırlar. Bu da şu soruyu akla getirir. STK’lar gönüllümü yoksa profesyonel mi olmalıdır? STK’lar hem gönüllü, hem de profesyonel olmalıdır. Profesyonellik fazla katılım sağlamaz. Sadece gönüllülük de finansman sorununu halletmez. Bu nedenle ikisi de ayrı ayrı düşünülemez. Sivil toplumu hem örgütsel yaşam olarak, hem demokratik yönetim tarzı olarak beraber düşünülmesi gerekir. Güven ilişkisine dayanan sivil toplumlar da maddi-manevi lafı olmaz. Sivil toplum aktif ve sorumlu vatandaşlığın yaşama geçtiği alandır. STK’lar siyasi otoritenin baskısından uzak, kamusal alanda etkili kuruluşlardır. Gönüllülük temeline dayan STK’lar çoğulcu demokrasiden katılımcı demokrasiye geçişi sağlar.Yani; katılımcı demokraside birey, kendine yeni yaşam kalıplarını birey olarak değil, STK’lar sayesinde siyasi partilere girmeden de sağlayabiliyor. STK’lar bireysellikten toplumsallığa geçişi sağlar. Kişi yurttaşlık bilincini kazanır.Günümüz de hukukun üstünlüğü, temel insan hak ve özgürlükleri, katılımcı demokrasi ve laiklik vazgeçilmez evrensel değerlerdir. Bu evrensel değerler çerçevesinde devletin bütünlüğünü bozacak ayrımcılığa sapmamak şartı ile art niyetlilerinin arka bahçesi olmayan STK’ların aracılığı ile talepler ifade edilebilir ve haklar korunabilir.
Kısaca;Sivil Toplum Kuruluşlarının yönetimler üzerindeki etkinliği, o ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirmektedir. Bu nedenle STK’lar demokrasinin olmazsa olmaz unsurları olarak toplumsal hayatımızın odak noktasında yer almalıdır.
Kaynak:STK araştırmaları

Nermin AYDINLI

Hiç yorum yok: